Küçüklüğümden başlayarak ailemin arkadaşlıklarıma
karışmadığını söyleyebilirim. Babamın öğretmen olması beni büyüdüğüm
topraklardan erken ayırdı ve bir çok arkadaşlığım daha büyüyemeden
kökünden sona ermiş oldu.
Sonra ilkokul bitip lise yıllarım başladığında benim için
muhteşem yılların başladığını anladım. Bir anlamda kendimi bulduğum ,
kişiliğimin ait olduğu bir yerdi lise. Evimden çok okulda vakit geçirmek
güzeldi benim için. Böyle bir ortamda sevilmek , saygı görmek benim
için en büyük mutluluktu.
Üniversiteyi kazanmak hayali her gencin vardır. Lise çağı
biter ve rüya dönem , üniversite yılları başlar. Benim içinse mükemmel
lise hayatının ardından sönük kalmıştı üniversite. Kalabalık bir sınıfta
eğitim görüyor , hocaların hiç biri öğrencilerin isimlerini dahi
bilmeyecek kadar uzağımda kalıyordu. Bunun sonucu olarakta o yıllardan
çok değerli sayabileceğim sadece -bir kaç gerçek - arkadaşım kaldı.
Şimdilerde ise üniversite bitti. Gerçek hayata ilk
adımlarımı atıyorum. Başlangıcı ise zorunlu askerlik. Her Türk erkeği
için -kaçınılmaz- ama bir o kadar da gurur verici bir görev bu.
Bu paragrafta söyleyeceklerimi umuyorum herkes üstüne alınmaz
ya da yanlış anlayanlar olmaz. Günlerce düşünme vaktim oluyor burada.
Sonra ilginç diyorum,ilginç. Uzakta olan benim , emir altında olan ve
-çok kritik olmasa- da durumu kritik bir yerde görev yapan. Bir
bakıyorum , bayramda bile en samimi saydığım, dostum dediklerimden arama
gelmemiş. Buna akrabalarımda dahil. Böyle olunca da diyorum ki , beni
sevenler her an yanımda. Ne diye her an yanımda olmayanların aramasını
bekleyeyim ki?
Sahte arkadaşlıklara ya da çıkar muhabbetlerine ihtiyacım yok
benim. Hele beni sırf ben istiyorum , ihtiyaç duyuyorum diye arayanlara
hiç yok. Herkes sevdiğini arar , bir tek ona ihtiyaç duyar çünkü.
Yaşantımızda bize gerçekten değer verdiklerinden emin
olmadığımız insanlara yer vermek gibi bunun iyi bir enerji olarak da
dönmediği düşüncesindeyim. Az ama sahici arkadaşlıklara-dostluklara
önem veriyorum artık. Herkes kendisine yük olan , kendisine
mutsuzluktan başka bir şey getirmeyen arkadaşlıklardan arınmalı bence.
*Tek biri bile olsa , hakiki olduğu sürece , yeterlidir.
Kesinlikle bir arkadaşa ihtiyacı yoktur insanın diye düşünüyorum.Ne kadar doğru bilemem ama kim olursa olsun o arkadaşın,hiçbir zaman beklentilerini karşılayacak kişi olmayacaktır hayatında.Bu da normal diyebiliyorum artık çünkü herkesin kendi hayatı ve kendi sorunları var.Okullar bittikten sonra dertler başlıyor ve kimsenin kimseye ayıracak vakitleri olmuyor.Sen değerli vaktinden fedakarlık edebilsende karşındaki edemiyor.Kimseden hiçbirşey beklenmemeli bu devirde.Yoksa üzülen hep bizler oluyoruz.(Tecrübe edilerek yazılmıştır)
YanıtlaSil