14 Ekim 2010 Perşembe

Bazı Günler Yavaş Geçer

Günlerin kısalıp uzalmasıyla ilgili bir çok coğrafi açıklama yapabiliriz aslında. Yılın belli dönemlerinden mevsimlerinde oluşmasıyla birlikte gece gündüz arasındaki süreler değişiyor.Hatta insanların yaşayış biçimi de buna bağlı olarak değişiyor.Pekala bizler ne kadar nostaljik olduğumuzu ne zaman kabul edeceğiz?
Bunu nerden çıkardım derseniz,fazla düşünmeye gerek yok derim.Çünkü ne zamanki bir aile toplantısında bulunsam,eş dost ,dayılar amcalar gelse görüyorumki eskilerden bahsedilmeye başlanıyor.Aslında böylesi daha iyi en azından siyaset veya spor döngüsü içerisinde bir kısır döngü içinde hissetmiyoruz kendimizi.Kötünün iyisi bir sohbet havasından bahsedilebilir.Zira bazıları sırf rakının hatrına bütün gece dertlerini hatırlamayı bile tercih edebiliyor. Zeki birisine düşüncelerinizi aktarırken her söyleceğinizi bir defa daha gözden geçirmek ihtiyacı duyarsınız.Bunu yazmaya acemilerde de görebilirsiniz.Çünkü onlar ilk zamanlar sadece çok iyi yazı yazmak gayretine düşerler.Asıl mesele ise aile toplantılarında olduğu gibi duru ve sade olabilmektir.Böyle başarırsınız içten olmayı.

Sevgili gençliğime bir sözüm olacak,onlar bir kaç akraba görünce evde kaçacak köşe arıyorlar.Halbuki okudukları kitaplarda veya gazetelerde dahi zor bulabilecekleri bir sohbet ortamından uzak kalıyorlar.Kitaplarla sohbet nasıl olur demeyin,her insan kitaplarını kendi arkadaşı sayar günü geldiğinde.

Şimdi gelelim günlerin bize etki etmesi meselesine.Yazları bu dediğimiz sohbetlere pek rastlayamazsınız çünkü günler uzundur ve gençler dışarda siz bağda bahçede olursunuz.Çalışanlar için ise durum oldukça kısırdır.Onlar zaten sadece izin günlerinde bu sohbet ortamlarına katılırlar. Kışları ise halk olarak sosyal aktivitelerden uzak kalır,evlere kapanırız.Tabii bu genelleme herkes için geçerli olamaz.Kahveye gidenleriniz,gece çalışanlarınız ya da bir sürü değişik faaliyeti sosyalleşme olarak göreniniz vardır ama benim bahsettiğim aile sohbeti havasının yakalanmasında kışların daha etkili olduğudur zira geceler uzun olduğundan bir yerde oturmaya bolca vaktiniz olur.Çocuklarınız günümüzde böyle gezmelere zorlayarak götürürsünüz zaten götürebildiklerinizde sizi dinlemez ya televizyon başında olur ya da evin çocuğunun odasında..

Hatırlarım da son bir kaç yıl da sık sık duyduğum sözlerdendir; ''Bayramlar eski bayramlar..'' ,''Eskiden büyüğe saygı vardı..'' .. Bir fenomen haline geldi artık bu sözler ama unutmamak gerekir ardımızdan bıraktığımız gençlik aslında bizim eserimizdir. Siz değerlerimizi,kültürümüzü kaybediyoruz diye hayıflanırken aslında göremediğiniz bu kaybedişlerin ilk sizde meydana geldiğinidir.Her çocuk kendi ailesinin eseridir.Hiç bir ebeveyn çocuğundan bu yüzden utanç duymayı istemez. Biraz mantıklı olalım,kötünün iyisi bir gençlik var elimizde.Şu zamandan sonra da onları en iyi yönde geliştirmek,eğitmek bizlerin elinde.

Sizler şikayet edip duruyorken,rakipleriniz sona ulaşmış size gülüyorlar.

1 yorum: